MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNİN ESASLARI
Millî eğitim sistemimizin
gözeteceği esaslar, Atatürk'ün eğitim hakkındaki şu görüşlerine
dayanır: "Millî eğitim programımızın temel taşı, cahilliğin
yok edilmesidir. Cahillik yok edilmedikçe yerimizdeyiz. Yerinde
duran bîr şey ise geriye gidiyor demektir. Bir taraftan genel olan
cahilliği yok etmeye çalışmakla beraber, diğer taraftan toplumsal
hayatta bizzat faal ve faydalı, verimli elemanlar yetiştirmek lâzımdır.
Bu da ilk ve orta öğretimin uygulamalı bir şekilde olmasıyla mümkündür."
Buna göre millî eğitim sistemimizin planlanmasında
ve uygulanmasında devletimizin dayandığı ilkelere uygun olarak şu
esaslar gözetilmelidir:
- Öğretim birliği.
- Karma eğitim.
- Eğitimin yaygınlaştırılması.
- İlköğretimin zorunlu ve parasız olması.
- Öğretimde teori ve uygulamanın birlikte yürütülmesi.
- Öğretim programlarının sosyal hayatın ihtiyaçlarını ve çağın gereklerini
karşılaması.
- Öğretim programlarının millî ve bilimsel olması.
- Eğitim ve öğretimde disiplin ilkesi.
- Eğitimde öğretmenin önemi ve rolü.
Öğretim Birliği
Atatürk, ülkede millî birlik ve beraberliğin sağlanmasının
öğretim birliği ile gerçekleşeceğine inanıyordu. Bu sağlanmadan
sosyal bütünleşmenin ve çağdaşlaşmanın mümkün olmayacağı inancındaydı.
Ülkede yeni okulların yanı sıra medreseler de vardı. Bu durum eğitimde
bölünme ve ikilik oluşturuyordu. Bu yüzden ülkede öğretim birliğinin
sağlanması için gerekli çalışmaları başlatmıştır. Atatürk'ün başlattığı
bu çalışmalar olumlu sonuçlar vermiştir.
Karma Eğitim
Atatürk kadınların sosyal ve ekonomik hayatta
aktif rol alması gerektiğini düşünerek "bir milletin erkeği
ve kadını ile bir bütün oluşturduğunu, kadınların da yüceltilmesiyle
bir milletin yücelebileceğini" savunmuştur.
Atatürkçülükte; Türk Milleti'nin kalkınabilmesi için kadın ve erkeğin
eşit şartlar altında çalışması şarttır. Bunu gerçekleştirmek için
eğitimin bütün kademelerinde kız ve erkek çocukların eşit olarak
karma bir eğitim görmeleri sağlanmıştır.
Eğitimin Yaygınlaştırılması
Devletin başlıca görevlerinden biri, eğitimin
geniş halk kitleleri arasında yaygınlaştırılması ve bilgisizliğin
ortadan kaldırılmasıdır. Atatürk'e göre, millî eğitim ışığı memleketin
en derin köşelerine kadar ulaşıp yayılmalıdır. Bilgisizlik yok edilmeli,
eğitim yetişkinleri de kapsamalıdır. Atatürk bunun önemini ve gereğini
şöyle açıklamıştır: "Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle
ulaşamayız. Çocuklar geleceğindir... Fakat geleceği yapacak olan
bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden
az çok aydınlatılmalıdır ki yetiştirecekleri çocukları bu millete
ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı olabilecek şekilde yetiştirsinler."
Bilgisizliği ortadan kaldırmak için eğitimin yaygınlaştırılması
gerekir. Bunun sağlanabilmesi için yaygın bir eğitim sistemi kurularak
bütün vatandaşların okur-yazar hâle getirilmesi gerekmektedir.
İlköğretimin Zorunlu ve Parasız Olması
Bir milletin çağdaşlaşmasında, bütün vatandaşların
okuma yazma bilmesinin büyük bir rolü vardır. Bu sebeple, ülkede
herkesin ilköğretimde eğitim-öğretim görmesi ve ilköğretimin parasız
olması hedeflenmiştir.
Öğretimde Teori ve Uygulamanın Birlikte Yürütülmesi
Atatürk, öğretimde teori ve uygulamanın birlikte
yürütülmesini hedeflemiştir. Atatürk bu amacını 1937 yılında Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ni açış konuşmasında şöyle açıklar: "Büyük
davamız, en medenî ve müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir.
Bu yalnız kurumlarında değil, düşüncelerinde de temelli inkılâp
yapmış olan büyük Türk Milleti'nin dinamik idealidir. Bu ideali
en kısa zamanda başarmak için, fikir ve hareketi beraber yürütmek
mecburiyetindeyiz." Bu teşebbüste başarı ancak iyi bir plânla
ve verimli bir şekilde çalışmakla mümkün olur.
Öğretim Programlarının Sosyal Hayatın
İhtiyaçlarını ve Çağın Gereklerini Karşılaması
Bir toplumda eğitimin başarılı olabilmesi, öğretim
programlarının sosyal hayatın ihtiyaçlarını ve çağın gereklerini
karşılaması ile mümkündür. Bu anlamda eğitim, yalnızca bilgi vermeye
ve ezberciliğe dayalı olmamalıdır. Hayata ve beceri kazandırmaya
yönelik olmalıdır. Deney yapma imkânı sağlamalı, bilgisayar kullanımına
önem vermelidir. Bu konuda ileri ülkelerin ulaştığı çağdaş eğitim
yöntemleri ve donanımı kullanılmalıdır.
Öğretim Programlarının Millî ve Bilimsel
Olması
Atatürk'e göre eğitim programları her şeyden önce
millî olmalıdır. Çünkü, Türk Milliyetçiliği temelleri üzerine kurulan
Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuza kadar yaşaması buna bağlıdır. Türk
çocukları millî bilinç ile yetişirse, Türk Devleti'nin ve Milleti'nin
geleceği de güvence altına alınmış olur. Bunun yanında eğitim ve
öğretim programları temel ve uygulamalı bilimlere, araştırmaya önem
veren, bilim alanındaki en yeni gelişmeleri göz önünde tutan bilimsel
esaslara göre düzenlenmelidir.
Eğitim ve Öğretimde Disiplin İlkesi
Atatürk'e göre eğitim ve öğretimin başarısı disipline
bağlıdır. 1925 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açış konuşmasında
görüşünü şöyle açıklamıştır: "Hayatın her çalışma safhasında
olduğu gibi özellikle öğretim hayatında disiplin, başarının esasıdır.
Müdürler ve öğretim kadroları disiplini sağlamaya ve öğrenci disipline
uymaya mecburdurlar." Eğitimde beklenenlerin gerçekleşmesinde
öğretmenlere büyük görev düşmektedir.
Eğitimde Öğretmenin Önemi ve Rolü
Atatürk, eğitim alanında başarıyı etkileyecek
en önemli unsurun öğretmenler olduğunu görmüştür. Öğretmenlik mesleğine
lâyık olduğu değeri vermiştir. Başöğretmen Atatürk, Öğretmenlere
"Sizin başarınız cumhuriyetin başarısı olacaktır." diyerek
ülkenin geleceği için öğretmenlerin güvence kaynağı olacağını belirtmiştir.

|