ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK
"Özgürlük ve bağımsızlık
benim karakterimdir" diyen Atatürk, yeni devletin kurulmasında
bu düşüncesinden güç almıştır.
Özgürlük, hem devlet hem de vatandaşlar için söz konusudur.
Devletin özgürlüğü, bağımsızlığı demektir. Bağımsız olmak, başka
bir devletin güdümüne girmemek, diğer devletlerle birlikte oluşan
topluluklarda, milli çakarların gerektirdiği biçimde davranabilmektir.
Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin yok olan özgürlük
ve bağımsızlığını yeniden kazanabilmesi için yapılan bir savaştır.
Osmanlı Devleti son zamanlarında serbestçe hareket etme özgürlüğünü
yitirmişti. Nihayet devlet parçalandı ve sona erdi. Kurtuluş Savaşı'nın
sonunda da Türk milleti yeniden özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuştu.
Özgür ve bağımsız olmayan bir devlet dilediği biçimde
hareket edemez. Atatürk bağımsızlığımıza sürdürmekte çok dikkatli
ve ciddi davranmıştır. Türkiye Cumhuriyeti O'nun zamanında en saygın
devletlerden biri oldu. Büyük devletler bile gerekirse, Ankara'daki
Mustafa Kemal'e danışmanın zorunlu olduğunu kabul etmişlerdir. Bu
özgürlük ve bağımsızlıktır ki, Türk Devleti'nin rahatça gelişmesini,
serpilmesini ve inkılâpların yapılmasını sağlamıştır.
Gerek cumhuriyet gerek milliyetçilik ancak özgür ve
bağımsız bir devlette anlam kazanır. Bu sebeple, Türk Devleti'nin
özgürlük ve bağımsızlığı her türlü düşünce akımlarının üstünde olmalıdır.
Özgürlüğün ikinci çeşidi vatandaşlar için söz konusudur.
Cumhuriyet rejimleri aynı zamanda demokratik iseler, bu, vatandaşın
rahat ve Özgür yaşamasını sağlar. Demokrasinin temeli budur. Cumhuriyet
Türkiye'sinde vatandaşlar özgürlüğe sahiptirler. Ancak şunu da unutmamalıdır
ki, her bireyin özgürlüğü diğer bireyin özgürlüğü ile sınırlıdır.
Sonsuz özgürlük yoktur. Vatandaşlar birbirlerinin özgürlüklerine
saygılı oldukları sürece demokratik hayat sürer, aksi kargaşa yaratır.
Atatürkçü özgürlük, herkesin hakkına saygı gösteren
bir anlayışı kendine temel bir kural olarak alır.

|